1 Nisan 2013 Pazartesi


Aslında herşey bir “kusura bakma” uzağında… 


Evet eski dostum…  Sıfatının önüne eski geldi ama yakıştığından, eskidiğinden yada varlığının olmayışından değil…  ama eskiden de daha güzeldi değil mi herşey? Birbirimizle konuşmak için bahaneler aramazdık. Aklımıza ve ağzımıza geldiği gibi konuşurduk. Kırılmazdık çünkü gönlümüzü bilirdik. Bir bakışma bir gülüşme çocuklar gibi olmamıza yeterdi…

Hep zamana atarlar suçu. Zamanla çok değişti… zamanla kıymetimi anlar… zamanla.. zamanla…Sana zaman bir şey yapmadı, sen anne oldun sadece…  Belki benim ömrüm boyunca tadamayacağım bir duyguyu tattın. Ve ömrüm boyunca anlayamayacağım bir korkuya ve koruma içgüdüsüne sahip oldun. Senin içinde fırtınalar koparken benim bunu hissedememe nedenimde bu. Bazı duyguların tarifi yoktur ancak yaşamak gerekir. Bu yüzden bazı anlarda “seni anlıyorum” kelimeleri koca bir yalandır. Asla anlayamam… Asla ne hissettiğini bilemem.  Asla senin O’na baktığın gibi bakamam… Ama seni ve O’nu sevebilirim. Hemde her zaman… 

Bazen bakışlarında bir mahcubiyet görüyor gibi oluyorum ama çok çabuk kayboluyor. Belki de bana öyle geliyordur. Belki görmek istediğim için görüyorumdur…

Senden tek beklentim omzuma dokunup, “kusura bakma” demendi. Sabırla bekledim ve bekliyorum da. Sadece bu iki kelime herşeyi unutmama yetecek. Aslında herşey bir “kusura bakma” uzağında…

Kırılanı onarmak bende bu kadar kolayken, neden insanlar bundan eriniyorlar... 

Sevgiler ben…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

...