Aslında herşey
bir “kusura bakma” uzağında…
Evet eski
dostum… Sıfatının önüne eski geldi ama
yakıştığından, eskidiğinden yada varlığının olmayışından değil… ama eskiden de daha güzeldi değil mi herşey?
Birbirimizle konuşmak için bahaneler aramazdık. Aklımıza ve ağzımıza geldiği
gibi konuşurduk. Kırılmazdık çünkü gönlümüzü bilirdik. Bir bakışma bir gülüşme
çocuklar gibi olmamıza yeterdi…
Hep zamana
atarlar suçu. Zamanla çok değişti… zamanla kıymetimi anlar… zamanla.. zamanla…Sana
zaman bir şey yapmadı, sen anne oldun sadece… Belki benim ömrüm boyunca tadamayacağım bir
duyguyu tattın. Ve ömrüm boyunca anlayamayacağım bir korkuya ve koruma içgüdüsüne
sahip oldun. Senin içinde fırtınalar koparken benim bunu hissedememe nedenimde
bu. Bazı duyguların tarifi yoktur ancak yaşamak gerekir. Bu yüzden bazı anlarda
“seni anlıyorum” kelimeleri koca bir yalandır. Asla anlayamam… Asla ne
hissettiğini bilemem. Asla senin O’na
baktığın gibi bakamam… Ama seni ve O’nu sevebilirim. Hemde her zaman…
Bazen
bakışlarında bir mahcubiyet görüyor gibi oluyorum ama çok çabuk kayboluyor.
Belki de bana öyle geliyordur. Belki görmek istediğim için görüyorumdur…
Senden tek
beklentim omzuma dokunup, “kusura bakma” demendi. Sabırla bekledim ve
bekliyorum da. Sadece bu iki kelime herşeyi unutmama yetecek. Aslında herşey
bir “kusura bakma” uzağında…
Kırılanı onarmak bende bu kadar kolayken, neden insanlar bundan eriniyorlar...
Kırılanı onarmak bende bu kadar kolayken, neden insanlar bundan eriniyorlar...
Sevgiler ben…
