25 Mayıs 2010 Salı

Size...

Bilemiyorum sizden birşey eksildi mi ama benden çok şey eksildi. Bir insan benden gittimi, bin insan gitmiş gibi olurum ben. Varlığında kıymetini bilip, itilip kakılırsam eğer, yokluğunda acı çekmesemde burkulur yüreğim. Hele ki sevmiş değer vermiş, kendimden bir şeyler katmış yada öyle olduğunu sanmışsam... o zaman çok canım yanar işte... Ama seni yitirdim diye değil, nasıl bu hale geldim diye... Bir insan yitirecek hale gelmek... Bilemiyorum bana acı veriyor. Kazanmanın zor olduğu bu dönemde böyle yitirmek...

En çok beni sıkan şey ise, sessiz sedasız ve kolay terkedişler... Hiç birşey paylaşmamış bile olsan bir kahve içimlik hatrın olmalı...Buda bir merhabayı hakediyor aslında. Gördüğün yerde oyalanıp aynı yere bir adım geç girmeyi değil... yada karşılaşmamak için dua etmeyi, aynı ortamlarda bulunmamaya gayret göstermeyi yada birini bulduğunda diğerini terketmemeyi...

Sevmedin sever gibi yaptın, gülmedin güler gibi yaptın ama gider gibi yaptığında ben gittim...

13 Mayıs 2010 Perşembe

ah bu kim :.:

bütün dünya buna inansa, bir inansa, hayat bayram olsa...
insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, uzansak sonsuza...
mesainin son dakikalarında aklıma gelen şarkı işte bu!
çook yorgunum bob çok... bildiğin yada bilmediğin gibi değil...
öyle bir garip haller içinde halim... beni sevmeye hüküm giydim : )
çok şarkısal konuşuyorum yada yazıyorum bugün.

eve gidip şarabımı açıp, güzel bir müzik dinleyerek kitap okumak istiyorum...

11 Mayıs 2010 Salı

gönlü yalnız...

eski bir defteri karıştırırken, bir kâğıt düştü içinden.
23 martı-24 marta bağlayan gece yazılmış. 2 kere okuduktan sonra anladım. uzun zaman önce sana yazılmış bu not. malum doğum günün... ama defter arasında sıkışıp kalmış. tıpkı albüm sayfalarında sararan  ve bir türlü yenileri eklenmeyen, fotoğraflarımız gibi, terkedilmiş bir not! artık birikmeyen anılarımız... onlardan hiç bahsetmiyorum.
unuttuğun doğum günlerimi önemsemeyeli epey zaman oldu... öylesine sorulmuş bir nasılsına ihtiyaç varken doğum günüde neymiş... artık seni soranlara cevap veremiyorum. ben hep bu yüzden, sevgi yüzünden acı çektim. hep en çok ben sevdim. en çokda ben üzüldüm. ama vazgeçemedim sevmekten. seni sevmekten, onu sevmekten, kedi, köpek, kuş... vazgeçemedim... sadece şunu gördüm, sevgimi sunduğum bir kedi bile senden daha çok haketti bunu. geçenlerde bir kedi aldım eve. yakışıklı bir iran... yanında olup onu sevmezsen yemek bile yemiyor, öyle acıkmış sevgiye. açlıktan ölse bile seni uyandırmıyor biliyor musun? gözünü açınca burnunu, burnuna değdiriyor. onunda sevgisini gösterme şekli böyle. ama en azından sevgisini sunmaktan gocunmuyor. 2 gün beraberdik ama 2 yıl gibi alışmışım. çok zor geldi ondan ayrılmak. gittiği günün akşamı eve gelmek de çok zor geldi. sanırım tahminimden daha yalnızım ben. içim yalnız benim, gönlüm yalnız... çünkü ait olamıyorum hiçbirşeye... bir kediye bile... evet asıl sorun sanırım bu. hem çok sevip hemde ait olamamak... ne bir canlıya nede bir eşyaya... ait değilim ben... olamıyorum...

...